perjantai 14. elokuuta 2015

Julkaistua 682 & 683: Saydamlık ve Işık Hakkında

Tätä ei nyt vielä ole varsinaisesti julkaistu, mutta koska juuri nyt tekstin saatuani olen lapsellisen riemukkaalla päällä, on tämä laitettava tähän. Kerran aiemminkin oli samanlainen tunne, kun kirjoittamani teksti (en tosin muista, mikä) julkaistiin kroatian kielellä. Turkin kielellä tunnun kuitenkin aivan yhtä fiksulta kuin kroatiaksikin: 

Saydamlık ve Işık Hakkında 

Melek Mazıcı belli bir anlamda köklerine döndü. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ni bitirdikten sonra Finlandiya Güzel Sanatlar Akademisi’nin (Finnish Academy of Fine Arts) grafik bölümünden mezun olduğu için 1980’lerden beri Finlandiya’da grafik sanatçısı olarak tanındı.


Mazıcı’yı büyüleyen fikirlerin başında saydamlık konusu geliyor. Bunu önceki grafik eserlerinde de araştırmış olan Mazıcı, akrilik ve suyu birlikte kullandığı yeni tekniği ile daha dolaysız ve hızlı sonuçlar elde etmeyi başarıyor. Yararlandığı süreç, eserin yapım aşamasında resim üzerinde daha güçlü bir etki yaratmaya olanak sağlıyor.
Mazıcı’nın görsel dünyası her zaman organik olmuştur,  şimdi ise kendisi bizzat resmin doğuşu ile daha organik bir ilişkiye giriyor. Tekniği ile ilgili, “Resim ve ben birlikte çalışıyoruz,” diyor. resimlerini yere düz yatırıp, bolca su eklediği resim tekniği de hiç alışılagelmiş değil,  kuruma süreci manipüle edilebiliyor – çoğunlukla, sadece resim yaratılırken resmin yönünü belirliyor. Bu süreçte akmalar oluşuyor, ancak resimden taşan boya yok. Onun yerine, bu süreçte ışık resmin içine yedilirken saydamlık yaratılıyor. Resimlerin içindeki statik formlar, kendi dinamik varoluşların  izlerini oluşturuyor. Adeta bir nehrin ardında bıraktıkları ve farklı bir ışıkta fark edilmeleri gibi.


Mazıcı aynı zamanda ışığı ustaca kullanıyor: direkt  arka  ve yan ışıklar esere kendi derinliklerini ve geçirgenliklerini katıyor. Böylece, bilinçaltından beliren form yarı saydam bir objeye doğru açılıyor. Sanat felsefecisi Susan Langer’in de belirttiği gibi, başarılı bir eserin saydamlığı eserin “glass/cam”ı çok net görünür haldedir. Öyle ki, izleyenin dikkati eserin ifade ettiği, hayatın içsel yönlerinin uyandırdığı duyumlara odaklanmaya zorlanır. Böylece izleyicinin kendisi de bu organik sürece herhangi bir tarafa yönelten bir sembol veya kişisel bir iz olmadan, hangi duyguya ve duruma doğru yol alması gerektiği konusunda yorumlayıcı bilgiler olmadan odaklanır: Sanat eseri, en iyi şekliyle, duyguların doğrudan sergilenmesidir.


Mazıcı’nın tekniği bu netliği vurgular. Sanatçı, eskiz yapmaz ve doğrudan tualin üzerinde çalışır. En başından hangi renk ile başlayacağını bilir ve süreç boyunca planlama da yapmaz. Eserlerinin olası tüm yorumlamaları ancak bilinçaltı üzerine düşeni yaptığında mümkün olur.
Mazıcı’nın eserlerinde sadece renk ve ışık değil, görsel bir evren de fark edilir. Bunun içinden sanatçının genellikle farklı ara yüzlerde hareket eden kendine özgü temaları görülür. Sanatçın eserlerinde narin, feminist bir boyut fark eder, fakat güç ve kuvveti farklı bir kutba yerleştirdiğinden, esere farklı bir gerilim kaynağı katar. Sunulan ara yüzeylerden biri ise ikili zıtlıkların, soyutun ve figüratifin, sonsuz artistik birleşimidir. Seyirci, buradan uykuya doğru sürüklenir: uyku ve uyanıklık arasındaki ara yüze. Birçoğumuz, uykunun eşiğindeyken oluşan ve rasyonel açıklamalara meydan okuyan görsel dünyaya aşinayızdır. Ama Mazıcı bunu asıl amacı her zaman güzellik olan işe koyulduğunda anlar.

***

Ja kysehän on Melek Mazicia (s. 1956) käsittelevästä tekstistäni, joka ilmestyi viime vuonna kirjassa Transparency (Parvs Publishing 2014). Nyt siitä ilmestyy uusi laajennettu painos kahtena kolmikielisenä versiona: suomi, ruotsi, englanti ja turkki, suomi, englanti. Suomen kirjataiteen komitea valitsi kirjan viime vuoden kauneimpien kirjojen joukkoon taidekirjasarjassa. 

 

 
Uusi laitos julkaistaan Mazicin Galleria Ortonin tulevan näyttelyn (28.9.–23.10.)
yhteydessä. Laadin molempia varten tänään pressitiedotteenkin: 

Tervetuloa kuvataiteilija Melek Mazicin näyttelyn lehdistötilaisuuteen (klo 16.30) ja avajaisiin (klo 17.00) Galleria Ortoniin (Tenholantie 10) 28.9.2015. 

Turkkilaissyntyinen, Suomessa vuodesta 1981 vaikuttanut Melek Mazici (s. 1956) on uusissa huimaavan kauniissa töissään vienyt akvarellimaalia ja vettä yhdistävän tekniikkansa yhä pidemmälle ja syvemmälle. Näyttelyn teokset ovat ennen näkemättömiä ja vuodelta 2015. Vuonna 2016 ne matkaavat Istanbuliin Galleria Neviin. 
Mazicin kuvamaailma käy leikkiään abstraktin ja esittävän välimaastossa, mutta ennen kaikkea se orgaaninen, ja nyt tekniikkansa myötä hän on itsekin päässyt orgaanisempaan yhteyteen kuvan synnyn kanssa: ”Kuva ja minä teemme yhteistyötä”, hän toteaa.
Näin valoa, väriä, transparenssia ja tunnetta tutkaileva taiteilija itse uusista teoksistaan: ”Teokseni luovat värikerrostumia, mutta samalla myös tunnekerrostumia. Katsoja voi nähdä maalausteni pinnassa jatkuvia muutoksia. Joissakin teoksissani tuulenpuuska näyttää puhaltaneen kaikki värit yhteen maalauksen nurkkaan. Joskus värit elävät rauhallisesti ja sopuisasti laajassa tilassa, mutta aina värit ovat aktiivisia: ne koskettavat kuitenkin katsojan ihoa.” 
Mazicin tuoreesta tuotannosta julkaistiin viime vuonna kirja Transparency (Parvs Publishing 2014), jossa oli tekstit kriitikko Otso Kantokorvelta, filosofi Eero Ojaselta ja taiteilijalta itseltään. Suomen kirjataiteen komitea valitsi sen vuoden 2014 kauneimpien kirjojen joukkoon taidekirjojen sarjassa. Näyttelyn yhteydessä kirjasta julkaistaan uusi laajennettu laitos.

Ei kommentteja:

Lähetä kommentti